http://muratyazici.blogspot.com/2013/12/ahmed-sahinin-amentude-ittifakmz-vardr.html
Ahmed Şahin bahis konusu lafları yazdıktan sonra birçok yazar tarafından tenkid edilmişti. Bunlara cevaben şunları söyleyerek ilk yazdığını te'vil ile müdafaa etmeye çalıştığını görüyoruz:
"Türkiye Diyanet Vakfı'nın 11 kişilik ilim heyetine hazırlattığı İslam ilmihalinde, tüm dinlerin ittifak ettiği bu temel doğrular şu ifadelerle dikkatimize sunulmaktadır: İslam'a göre ilk peygamberin tebliğ ettiği din ile daha sonra gelen peygamberlerin ve son Peygamber Hz. Muhammed'in tebliğ ettiği din, temel nitelikleriyle aynıdır! Allah'a iman, peygamberlik müessesesi ve ahiret inancı hepsinde vardır!..? s. 10. Evet, bunlar semavi dinlerin hepsinde de değişmez doğrulardır. Bir bakıma ehli kitabın değişmeyen amentüleridir. Bizler de bu amentüde müttefikiz. "Ehli kitapla Amentüde ittifakımız var." derken de bu değişmeyen doğruları saymıştım geçmişteki bir yazımda. Çünkü biz de Allah'a, peygamberlere, meleklere, ahirete iman ediyoruz. Yani ehli kitapla bu değişmez doğrularda ittifak ediyoruz. Ancak ehli kitabın bazılarının bu doğruları tarif ve tavsif ederken yanlışa düştüklerini de görüyor, Allah'a babalık, peygambere de oğulluk ve krallık sıfatını isnat etmeleri gibi yanılgılarına da şahit oluyoruz. Onlardan bazılarının bu gibi yanlış tarif ve tavsiflerinin doğrusunu anlatma görevi de yine bize düşüyor." (15 Mart 2005)
Ahmed Şahin burada laf kalabalığı yaparak okuyucunun gözünü boyamaya çalışıyor. Ancak, biraz zekâsı olanlar bu yazdıklarındaki saptırmaları kolayca görecektir. Satır satır ele alıp cevap verelim:
Ahmed Şahin: "Türkiye Diyanet Vakfı'nın 11 kişilik ilim heyetine hazırlattığı İslam ilmihalinde, tüm dinlerin ittifak ettiği bu temel doğrular şu ifadelerle dikkatimize sunulmaktadır: İslam'a göre ilk peygamberin tebliğ ettiği din ile daha sonra gelen peygamberlerin ve son Peygamber Hz. Muhammed'in tebliğ ettiği din, temel nitelikleriyle aynıdır! Allah'a iman, peygamberlik müessesesi ve ahiret inancı hepsinde vardır!..? s. 10. Evet, bunlar semavi dinlerin hepsinde de değişmez doğrulardır."
Cevap: Evet, bütün Peygamberler aleyhimüsselam aynı imânı bildirmiştir. İnanılacak hususlarda farklılık yoktur. Musa aleyhisselama ve İsa aleyhisselama imân eden mü'minler de doğru inanca sahiplerdi. Ancak, bu mü'minlerin hepsi asırlar önce yaşamışlardı. Günümüzde, Muhammed aleyhisselama ve Kur'an-ı kerime imân edenler (yani, ümmet-i Muhammed) dışında böyle doğru inanca sahip olan kimse mevcut değildir.
Ahmed Şahin: "Evet, bunlar semavi dinlerin hepsinde de değişmez doğrulardır. Bir bakıma ehli kitabın değişmeyen amentüleridir. Bizler de bu amentüde müttefikiz."
Cevap: Şu anda hıristiyanların ve yahudilerin ellerinde mevcut Tevrat'ın ve İncil'in tahrif edilmiş (değiştirilmiş) olduklarını bilmeyen yoktur. Musa aleyhisselama ve İsa aleyhisselama imân etmiş mü'minlerden de kimse kalmamıştır. Şimdi "Ehl-i kitab" deyince, Allahü teâlâya şirk koşan hıristiyanlar ve İsa aleyhisselam ile Muhammed aleyhisselamı inkâr eden yahudiler anlaşılır ki, hepsi kâfirdir. Bunlarla Müslümanların "Amentüde ittifak" etmesi asla söz konusu değildir.
Ahmed Şahin: ""Ehli kitapla Amentüde ittifakımız var." derken de bu değişmeyen doğruları saymıştım geçmişteki bir yazımda. Çünkü biz de Allah'a, peygamberlere, meleklere, ahirete iman ediyoruz. Yani ehli kitapla bu değişmez doğrularda ittifak ediyoruz."
Cevap: Şimdi dünyada yaşayan yahudilerin ve bilhassa hıristiyanların "Allahü teâlâyı" bilmediklerini daha evvelki yazımda büyük İslâm âlimlerinden naklen yazmıştım. Hıristiyanların hemen hepsi Allahü teâlâya şirk koşmakta, İsa aleyhisselama tapınmaktadırlar. Bunlarla "amentüde ittifak" ettiğimizi söylemek, akıl tutulmasından öte bir cinnete işaret etmektedir. Hadi diyelim ki, dünyada bir yerlerde baba-oğul-kutsal ruh hurafesine inanmayan ve "Allah birdir" diyen bazı hayalî hıristiyanlar ve Allahü teâlâ hakkında tecsim inancında olmayan bazı yahudiler vardır. Bunlarla da "amentüde ittifak" ettiğimiz söylenemez. Muhammed aleyhisselama inanmayan, Peygamberlere aleyhimüsselam inanmış olmaz. Kur'an-ı kerime imân etmeyen, kitaplara inanmış olmaz. Hani nerede ittifak? Ahmed Şahin ilk yazısında diyordu ki: "Garip olan şudur ki ittifak ettiğimiz amentüyü öne geçirmiyor da ihtilaf ettiğimiz teferruatı ileri sürüp mutlak küfre karşı dayanışmamıza engel olarak görüyoruz. Halbuki temelde ittifak varken teferruattaki ihtilaflara takılıp kalmak makul değildir." Hiçbir Müslüman Muhammed aleyhisselama imân edilmesini "teferruat" olarak görmez.
Ahmed Şahin: "Ancak ehli kitabın bazılarının bu doğruları tarif ve tavsif ederken yanlışa düştüklerini de görüyor, Allah'a babalık, peygambere de oğulluk ve krallık sıfatını isnat etmeleri gibi yanılgılarına da şahit oluyoruz. Onlardan bazılarının bu gibi yanlış tarif ve tavsiflerinin doğrusunu anlatma görevi de yine bize düşüyor."
Cevap: Ahmed Şahin "bazılarının" diyor. Hıristiyanların ve yahudilerin, yani bugün dünyada yaşayan Ehl-i kitabın tamamı Peygamberimizi aleyhisselam ve Kur'an-ı kerimi inkâr etmektedirler. Bugünkü Hıristiyanların hemen tamamı baba-oğul inancına sahiptir. Ahmed Şahin ise "bazıları" diyerek safsata yapıyor. İşin doğrusu, meselâ, diyalog faaliyetlerinde muhatap aldığınız katolikler diyor ki:
"Tanrının birliği içinde üç şahıs vardır: Baba, oğul ve kutsal ruh. Bu üç kişi birbirinden ayrıdır. Baba tanrıdır, oğul tanrıdır, kutsal ruh tanrıdır, ama üç tanrı yoktur, bir tane tanrı vardır. Bu üç şahıs beraberce ezelîdir ve birbirlerine eşittir: hepsi de yaratılmamışlardır ve sonsuz kudret sahibidirler." (Katolik Ansiklopedisi)
(Hâşâ!)
Demek sizler "Halbuki temelde ittifak varken teferruattaki ihtilaflara takılıp kalmak makul değildir" derken, bu inanca sahip olanlarla "temelde ittifak" ettiğinizi ve bunlarla olan ayrılıklarınızı "teferruattaki ihtilaf" olarak gördüğünüzü söylüyorsunuz. Sözlerinizin ve işlerinizin zâhiri budur!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder