Cübbeli Ahmed "def" hakkında diyor ki:
http://www.youtube.com/watch?v=7udx_yFxvbw
"Haram olsa sadece nikahta helal olmaz."
Bunu neye dayandırdığı anlaşılmıyor. Hatta sanki kendisi akıl yürütüyor. Bunu hangi fıkıh kitabından aldığını açıklamalıdır. Çünkü, Birgivi Vasiyetnamesi Şerhi'nde şöyle yazılıdır:
"İmam Kurtubi rahmetullahi aleyh buyurdu ki: Teganni etmek def ve dümbelek çalmak ve raks etmek icma ile haramdır. Ebu Hanife, İmam Malik, İmam Şafii ve İmam Ahmed bin Hanbel mezheblerinde haram olduğunda ittifak vardır...Teganni ile diğer çalgılar, saz, ney, zurna ve kaval aynı şeydir." (Ahmed Kadızade, Birgivi Vasiyetnamesi Şerhi, Bedir Yayınevi, 1988; s.182 ve s.223-225.)
Fıkıh kitaplarının yazıları çalgı çalmanın ve dinlemenin genel olarak yasak olduğunu göstermektedir. Fetava-yı Hindiyye'de diyor ki: "Şayet bir kimse, evinde oyun ve çalgı aletlerinden bir şey bulundurursa; bu mekruh olur. Ve ne kadar onu kullanmasa bile, bu şahıs günahkar olur." İstisnalar da fıkıh kitaplarında bildirilmiştir. Mesela, savaşta İslam askerini cesaretlendirmek için davul çalmak caizdir. Fetava-i Hindiyye'de diyor ki: "Bir adam, diğerini davul çalmak için icarlarsa, eğer eğlence için olursa, bu caiz değildir. Şayet savaşa çıkmak için olursa, caizdir. Gayetü'l-Beyân'da da böyledir. Eğlence için olmayan davulu icarlamak ve icare müddetini söylemek caizdir." İbni Abidin'de de diyor ki: "Davul, zurna ve emsali çalgıları çalması için adam kiralamak sahih değildir. Ama yalnız savaşa giden askerler veya düğün için davul çalınmasında beis yoktur. Ecnâs'ta bunun izahı yapılmıştır. Düğün gecesi nikâhın ilanı için def çalmakta da bir beis yoktur. Velvaliciye'de şöyle denilir: «Ordunun veya kafilenin uğurlanması yahut karşılanması sırasında def çalınması caizdir.»" Yine İbni Abidin'de buyruluyor ki: "Ramazanda sahur için uyuyanları uyandırmak için davul çalmak da hamamın borusunun çalınması gibi mubahtır." Muhammed Hadimi hazretleri Berika'da buyuruyor ki: "Çalgı aletlerini çalmak elin afetlerindendir. Zilsiz def, düğün gecesi bundan müstesnadır. Gazilerin davulları da bundan müstesnadır. Hacıların ve kervanların davulları da bundan müstesnadır." Yine Fetava-i Hindiyye'de diyor ki: "İmâm Ebû Yüsuf: (Bir kadının, çocuğunun susması için tef çalmasının zararı yoktur; bu durumda mekruh değildir. Ancak, ondan bir oyun, günâh, şarkı türkü meydana gelirse işte onu kerih görürüm.) buyurmuştur. Bayram günü tef çalmakta bir beis yoktur."
Görülüyor ki âlimler, "her zaman def çalınabilir" demiyorlar. Düğünlerde kadınlara zilsiz defin helal olmasından, her zaman ve herkesin def çalmasının helal olduğu anlaşılamaz.
Cübbeli konuşmasının devamında "bazı âlimlere" atfederek bir görüş naklediyor ki, şu anlaşılıyor: Şarkı sözlerinde küfre sebep olan bir ifade yoksa, şehveti tahrik edecek şekilde belli bir kadından bahsedilmiyorsa, kadın-erkek karışık değilse ve avret mahalleri gözükmüyorsa, şarkı okuyan erkekse, o mecliste içki içilmiyorsa, çalgı sebebiyle namaz kaçmıyorsa, [bu âlimlere göre] her türlü alet (çalgı) caizmiş!
Bunlar, dinleyenleri yanlış yönlere itebilecek ifadelerdir.
İmam-ı Gazali nikah ve bayram gibi belli zamanlarda def çalınmasının mübah olduğunu söylemekle beraber, Peygamberimizi övmek (mevlid) gibi ibadetlere ve (salevat, tekbir, dua, ilahi, vaaz vs.) ciddi sözlere bu çalgının dahi karıştırılmaması gerektiğini bildiriyor:
"Nağmeye başka sesler katıp, değişik ses tonlarında çıkarmak icabeder ki, tesiri fazla olsun. Davul, zurna, def gibi. ...Kur'an-ı Kerimi ise korumalı, böyle şeylerle beraber okumamalıdır. Çünkü Kur'an-ı Kerimi okumak ibadettir. ... Peygamberimiz aleyhisselam Rebi' binti Muavvizin radıyallahü anha evine geldi. Cariyeler def çalıyor, şarkı söylüyorlardı. Onu görünce kesip, kasidelerle onu medhetmeye başladılar. (Susun, söylediğinize devam edin) buyurdu. Çünkü onu övmek ibadettir. Oyun aleti olan def ile söylemeğe gelmez." (Kimya-yı Seadet, Bedir Yayınevi, s.333)
Bu hadis-i şerifi İmam-ı Buhari bildirmiştir. İmam-ı Gazali İhya kitabında da bu hadis-i şerifi yazıyor ve şunları ilave ediyor:
"Bu suretle onu bu gibi sözlerden [Peygamberimizi övmekten] men’ederek, kendi sözlerine çevirdi. Çünkü bu, ciddi bir söz, onun yaptığı ise oyun ve eğlence idi. Ciddi sözler eğlence arasına giremez. Bu cariyeye gerçeklerden ayrılarak oyuncağa dönmesi ihtar edildiği gibi, Kur’an-ı Kerime hürmeten tegannilerde ondan uzak kalmak da vacibdir.”(İhya, Bedir Yayınevi, c.2, s.741)
Görülüyor ki, İmam-ı Gazali hazretleri ilahi (mevlid, salevat vs.) gibi ibadetlere def dahil her türlü çalgının karıştırılmasının yasak olduğunu çok açık bir şekilde belirtmektedir. Def ile zikredenlerin, çalgı ile ilahi vs. okuyanların bu bozuk işlerine destek için İmam-ı Gazali'yi referans göstermesi yanlıştır, yanıltıcıdır.
Cübbeli'nin Mevlana hazretlerinin ney dinlediğini iddia etmesi de ayrı bir problemdir. Mesnevi'deki "ney"in ne olduğunu anlayamamıştır.
Bir de sonra bazı tasavvufçuların kullandığı çalgılardan bahsederek, "bunlara haram diyemeyiz" diyor.
Allahü teâlâ bizi sapıtmaktan muhafaza buyursun. Tasavvufçuların bir işi yapması, o işin mutlaka helal olduğunu göstermez. Eski asırlarda yaşamış, isimlerini ve menkıbelerini kitaplarda okuduğumuz evliyaya, hakiki tasavvufçulara dil uzatmamak ve saygısızlık yapmamak başkadır, onlardan hasıl olan bazı iş ve sözleri zahirleri üzre aynen kabul etmek ve helal bilmek başkadır. Sekr ile, muhabbet sarhoşluğu ile yapılan bazı işlerin ve söylenen bazı sözlerin taklid edilmesinin caiz olmadığını iyi biliyoruz.
Ehl-i sünnet âlimlerinin ve tasavvuf ehlinin en büyüklerinden olan İmam-ı Rabbanî rahmetullahi teâlâ aleyh diyor ki:
"Mûsikînin harâm olduğunu bildiren, âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîfler ve fıkh âlimlerinin yazıları o kadar çokdur ki, saymak güçdür. Tegannînin câiz olduğunu gösteren, mensûh bir hadîs veyâ bir fetvâ görülürse, ehemmiyyet vermemelidir. Çünki hiçbir âlim, hiçbir zamanda, tegannînin mubâh olduğuna fetvâ vermemiş, raks [dans] etmeğe izn verilmemişdir. İmâm-ı Zıyâeddîn-i Şâmî "rahmetullahi aleyh", (Mültekıt) adındaki kitâbında böyle bildirmekdedir. Tesavvufcuların birşeyi yapıp yapmaması, halâl veyâ harâm olmasını göstermez. Onlara bakılmaz. Yapdıklarına da birşey demeyiz. Ma'zûr görürüz. Onların hâlini, Allahü teâlâ bilir ve bildiği gibi karşılar. Birşeyin halâl veyâ harâm olduğunu anlamak için, imâm-ı a'zam Ebû Hanîfenin, imâm-ı Ebû Yûsüf Ensârînin ve imâm-ı Muhammed Şeybânînin sözlerine bakılır. ... İslâmiyyetden ve tarîkatden haberi olmıyan, ham sofular, pîrimiz böyle yapdı diye, behâne ederek, hayhuy etmeği, tegannî ve dans etmeği, din ve ibâdet hâline sokmuşlar. Bunlarla sevâb kazanıyoruz sanmışlar. En'âm sûresinin yetmişinci ve A'râf sûresinin ellinci âyetinde meâlen, (Ey sevgili Peygamberim "sallallahü aleyhi ve sellem"! Dinlerini, ibâdetlerini, [şarkı ile, mûsikî ile] oyun ve eğlence hâline sokanlardan uzak ol! Onlar Cehenneme gideceklerdir) buyurulmuşdur. "(Mektubat, c.1, m. 266)
Cübbeli Ahmed'in konuşmasının sonuna doğru söylediklerinden, "çalgılı ilahilerin" caiz olduğu anlaşılıyor. Halbuki, en şiddetli olarak bunlara karşı çıkması gerekirdi. Diyor ki, "içerik sorunu yok, ..müstehcenlik sorunu yok, şehvet yok, kadın yok, içki yok, fışkı yok, çengi yok..."
Bu kıyasının batıl olduğu çok açıktır. Fetava-yı Hindiyye'de diyor ki:
"Bir kimse, Kur'an-ı Kerîmi, def çalarak, kaval çalarak okuduğu zaman, muhakkak, kâfir olur."[1]
Gümüşhanevi hazretleri de diyor ki:
"Kur'an-ı kerimi musiki aletleri ile beraber okumak küfürdür." [2]
Berika'da diyor ki:
"Def gibi bir şeyle [çalgı ile] Kur'an okuyan kâfir olur." [3]
Şeyhü’l İslam Ahmed İbn-i Kemâl Paşazade rahmetullahi teâlâ aleyh diyor ki:
"Kur’an-ı Kerim kelimeleri ile oyun oynamak, oyunu Kur’an-ı Kerime yaklaştırmak olur. Kur’an-ı Kerimi tahfif ise küfürdür." [4]
[1] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 4/326-328.
[2] A. Z. Gümüşhanevi, Ehl-i Sünnet İtikadı, Bedir Yay., s.132.
[3] M. Hadimi, Berika, Kahraman Yayınları, c.2, s.447.
[4] Risale-i Münire, Vesiletü'n Necat kitabı içinde, Berekat Yayınevi, 1977, s. 77.
Görülüyor ki, "içerik sorunu yok, ..müstehcenlik sorunu yok, şehvet yok, kadın yok, içki yok, fışkı yok, çengi yok..." diyerek ilahilerle, mevlidle vs. çalgı çalınmasını caiz görmek gerçekten büyük hatadır.
Hatırlatayım ki, musikişinas kişilerin sıklıkla (ve haksız olarak) referans gösterdikleri İmam-ı Gazali rahimehullah, ilahi (ve mevlid, salevat vs.) gibi ibadetlere onların en çok mübah sandıkları def aletinin dahi karıştırılmasının yasak olduğunu bildirmektedir.
Murat Yazıcı
[2] A. Z. Gümüşhanevi, Ehl-i Sünnet İtikadı, Bedir Yay., s.132.
[3] M. Hadimi, Berika, Kahraman Yayınları, c.2, s.447.
[4] Risale-i Münire, Vesiletü'n Necat kitabı içinde, Berekat Yayınevi, 1977, s. 77.
Görülüyor ki, "içerik sorunu yok, ..müstehcenlik sorunu yok, şehvet yok, kadın yok, içki yok, fışkı yok, çengi yok..." diyerek ilahilerle, mevlidle vs. çalgı çalınmasını caiz görmek gerçekten büyük hatadır.
Hatırlatayım ki, musikişinas kişilerin sıklıkla (ve haksız olarak) referans gösterdikleri İmam-ı Gazali rahimehullah, ilahi (ve mevlid, salevat vs.) gibi ibadetlere onların en çok mübah sandıkları def aletinin dahi karıştırılmasının yasak olduğunu bildirmektedir.
Murat Yazıcı
1 yorum:
Besmele bir ayet olduğu halde; besmeleyle ilahi yapmışlar. Hem de çalgılı. :(
Yorum Gönder